-
1 dar gelirli
einkommensschwach -
2 gelirli
gelirli: dar gelirli Kleinverdiener m;yüksek gelirli Großverdiener m -
3 dar
dar eng; schmal; Geld, Zeit knapp; adv kaum, (nur) mit Mühe;dar açı MATH spitze(r) Winkel;dar düşünceli engstirnig;dar gelirli Kleinverdiener m;dar hat Schmalspurbahn f;dar anlamıyla (oder manada) im engeren Sinn;darda kalmak in (Geld)Schwierigkeiten sein -
4 dar
См. также в других словарях:
dar gelirli — sf. Geliri normal bir geçim sağlamaya yetişmeyen, geçim sıkıntısı çeken (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dar — 1. is., esk., Far. dār İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk Birleşik Sözler darağacı 2. sf. 1) İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı Dar elbise. Dar ev. 2) Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dar gelirlilik — is., ği Dar gelirli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelir — is. 1) Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. M. Yesari 2) Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HATREBE — (Hatribe) Dar gelirli olmak. * Maaş sıkıntısı. * Gevezelik etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gelirlilik — is., ği Gelirli olma durumu Birleşik Sözler dar gelirlilik … Çağatay Osmanlı Sözlük
orta direk — is., ği 1) Çadırda veya çeşitli yapılarda merkezî ağırlığı yüklenen ve dengeli dağılımı sağlayan direk Orta direğin yanında ayakta duran iki delikanlıdan biri başını salladı. N. Araz 2) mec. Toplumun memur, emekli, küçük esnaf, küçük çiftçi gibi… … Çağatay Osmanlı Sözlük